Sessiz Çığlıklar: Balıklar Acı Çekmez mi Sandınız?

published on 18 June 2025

“Ya gerçekten hissediyorlarsa?”

  🎸 "Balık yemek sorun değil, çünkü onların duyguları yok..."
Nirvana’nın kült şarkısı “Something in the Way” içinde geçen bu satır, yıllarca pek çok kişinin bilinçaltında yankılandı. Sessizliğin ve çaresizliğin melodisine eşlik eden bu ifade, balıkların hissetmediği inancını neredeyse bir mottoya dönüştürdü. Ancak bugün, bilim bu satırı adeta çürütüyor. Yeni araştırmalar, balıkların sudan çıkarıldıklarında ortalama 10 ila 22 dakika boyunca yoğun bir ağrı yaşadığını ortaya koyuyor.

Sessiz olmaları, acı çekmedikleri anlamına gelmiyor. Nirvana'nın o sözünü şimdi yeniden düşünme zamanı:  

Balıkların Bilinmeyen Acısı: Sudan Çıkarıldıklarında Neler Yaşıyorlar?

Her yıl yaklaşık bir trilyon balık sudan çıkarılıyor ve genellikle sofralarımıza ulaşmak üzere yola çıkıyor. Bu sonuç, hayvanlar için pek de keyifli değil, ancak yeni bir çalışma, onların çektiği acının büyüklüğünü çarpıcı bir şekilde ortaya koydu. Özellikle alabalık (Oncorhynchus mykiss), soğuk Pasifik Okyanusu kollarına özgü olmasına rağmen, bugün Antarktika hariç her kıtada popüler bir gıda balığı olarak yetiştiriliyor.

Acının Boyutları: 22 Dakikalık Yoğun Bir Eziyet

Uluslararası bir biyolog ekibi, çoğu balığın havada veya buzlu suda boğularak öldürüldüğünü belirtiyor. Bu, balıkları topluca öldürmek için maliyet etkin bir yöntem olsa da, Welfare Footprint Institute'tan Cynthia Schuck-Paim liderliğindeki araştırmacılar, her bir balığın bu yöntemle 22 dakikaya kadar yoğun acı çekebildiğini tespit etti.

Hayvan acısını niceliksel olarak belirlemek zor olsa da, bilim insanları stres veya acı gibi olumsuz durumların yoğunluğunu ve sürelerini faktörize eden standart bir çerçeve geliştirdi. Bu çerçeveye Welfare Footprint Framework (WFF) adı veriliyor. Umut ediliyor ki bu çerçeve, hayvanlarla çalışan kişilerin (biyologlar, veterinerler, hayvanat bahçesi görevlileri, çiftçiler vb.) hayvan refahı standartlarını karşılaştırmasına ve iyileştirmesine olanak tanıyacak.

Araştırmacılar, yayımlanmış bilimsel makaleleri inceleyerek, sudan çıkarılan bir balığın deneyimini ayrıntılı bir şekilde ortaya koydu. Sadece beş saniyelik hava teması, bizim kendimizde olumsuz duygularla ilişkilendirebileceğimiz bir nörokimyasal tepkiyi tetikliyor. Şiddetli bükülme ve dönme gibi davranışlar da yoğun bir kaçınma tepkisini gösteriyor.

Su olmadan, oksijen-karbondioksit alışverişini sağlayan narin solungaç yapıları birbirine yapışıyor ve solunumdan kaynaklanan CO2 birikiyor. Bu yükselen seviyeler, balığın vücudunun alarm sistemi olan nosisepsiyonu tetikleyerek balığın nefes nefese kalmasına neden oluyor. Sonunda, yükselen CO2 seviyeleri hayvanın kanını ve beyin omurilik sıvısını asitleştirerek bilincini kaybetmesine yol açıyor.

Balığın büyüklüğüne ve kesim koşullarına bağlı olarak, bu rahatsız edici deneyimler 2 ila 25 dakika arasında sürebiliyor. Araştırmacılar, üretim çıktısına göre standardize edildiğinde, bunun kilogram başına ortalama 24 dakikaya denk geldiğini, bazı durumlarda kilogram başına bir saatin üzerinde orta veya aşırı acıya yol açtığını belirtiyor.

Acıyı Azaltma Yolları ve Zorluklar

Araştırma bulguları, balık kesimi sırasında yaşanan acıya ilişkin ilk niceliksel tahminleri sunarak, etkili bayıltma yöntemleriyle ulaşılabilecek refah iyileştirmelerinin potansiyel ölçeğini gösteriyor. Örneğin, balıkların daha insancıl bir şekilde öldürülmesi için elektrikle bayıltma öneriliyor. Tahminlere göre, bu yöntem sermaye harcamasının ABD doları başına 20 saate kadar orta veya aşırı acıyı önleyebilir.

Ancak, beyin taramaları elektrikle bayıltmanın etkinliğinin geniş ölçüde değişebileceğini gösteriyor. İdeal olarak, hayvanın ölümüne kadar anında ve tamamen bilinçsiz hale getirilmesi gerekiyor, ancak mevcut bayıltma yöntemleriyle bu her zaman mümkün olmuyor. Schuck-Paim ve meslektaşları, herhangi bir bayıltma yönteminin refah üzerindeki etkisinin ve etkinliğinin, kesim öncesi kümülatif stres faktörlerinden etkilenen tüm hasat sürecine kritik ölçüde bağlı olduğunu belirtiyor. WFF, bu süreçlerin refah üzerindeki etkilerini değerlendirmek ve etkili müdahale için öncelikli alanları belirlemek için de kullanılabiliyor.

İnsan faaliyetlerimizin hayvan bakış açısından maliyetini kabullenmek çoğumuz için zor olsa da, hayvan deneyiminin bu kıyaslanabilir ölçütü, gıda stoklarımızın refahında nerede iyileştirmeler yapılabileceğine dair net bir resim sunuyor. En yaygın balık kesim yöntemleriyle ilişkili acının niceliksel olarak belirlenmesiyle, her yıl bizi besleyen milyarlarca hayvana daha iyi bakmanın yollarını bulabiliriz.

Bu araştırma, Scientific Reports dergisinde yayımlandı.

Tüketici Olarak Neler Yapabiliriz?

  1. Etiket Okuyun: “Stun-and-bleed”, “humanely harvested” gibi sertifikalara bakın.
  2. Yerel Üretici Sorun: Çiftlik veya balıkçıya öldürme yöntemini sorun.
  3. Bitki Tabanlı Seçenekler: Deniz mahsulü tüketimini azaltmak acı çeken canlı sayısını doğrudan düşürür.

  Kaynak:

ScienceAlert – “Balıklar Sudan Çıkarıldıklarında 22 Dakikaya Kadar Yoğun Acı Çekiyorlar” sciencealert.com 

Read more